Khora adlı bilimkurgu serisinin tamamı kitapçılarda yerini aldı. Bize biraz Khora’dan ve bu kurgusal dünyadan bahseder misiniz?
Khora uzak bir gelecekte, küresel ısınma, yerkabuğunu değiştiren büyük depremler ve nükleer savaşlar sonucu yok olan bir çevreyle başlıyor. Bilim insanları can çekişen çevreyi kurtarmak için fotosentezdan mekanizmasından yararlanıyorlar.
O zaman kurgunuzun bilimsel bir dayanağı da var. Biraz açar mısınız?
Fotosentez, bitkilerin kendi besinlerini üretebilme becerisi. Bilim insanları yapraklardaki kloroplast oluşturan genleri hayvan DNA’larına monte etmeyi başarıyorlar. Böylece oluşan yeşilderili hayvanlar bir şey yemeden sadece güneşe bakıp, su içerek kendi enerji kaynağı glikozu üretebiliyorlar.
Yaşadığımız gezegen ile Khora’daki dünyanın farkları neler?
Küresel ısınmayla yerküre çoraklaşmış, depremler ülkelerin konumlarını değiştirmiş, nükleer atıklar, mutasyona uğrayan ırklar oluşturmuş.Canlı popülasyonları azalmış, hayatta kalanlar yer kapma yarışına girmişler. Savaşlardan önce dil birliği sağlanan dünyamızda feodal bir yapıya geçilmiş.
Yer kapma yarışında savaşlar da oluyor sanırım.
Maalesef savaş insan genlerine yerleşmiş durumda. Her dönemde karşımıza çıkıyor. Yeşiderililer projesiyle canlanan Tatolya ülkesi, dış güçlerin dikkatini çekiyor. Önceleri çatışmalarla uğraşan ülke bu kez birleşip, dış güçlerle savaşmaya başlıyor.
Khora’da yaşayan diğer insan ırklarından biraz bahsedebilir misiniz?
Nükleer atıklar bölgesinde yaşayan üç toplum bulunuyor. Gılaptanlar, Lalestimler ve Gogodaylar. Mutasyona uğrayan bu ırklar yapılarına uygun bölgelerde yaşam savaşı veriyorlar. Kısa boylu ve uzun kulaklı Gılaptanlar’ın gözleri az gördüğü için Dakya Vadisi’ne çekilip, yeraltı şehirlerinde yaşamaya başlamışlar. İri yapılı ve oldukla tüylü vejetaryen dağ adamları Lalestimler, Sorat Dağları’nda, kafalarında ışık saçan üçüncü bir gözleri bulunan Gogodaylar ise Aynak Ovası’nda yaşıyor. Sadece et yiyen vahşi insan ırkı Gogodaylar, et bulamayınca gözünü insanlara da dikmiş halde.
Khora serinin ilk dört kitabı olan; Otani Köyü, Tehlikesi Kaçış, Batak Deniz ve Kırık Dağ romanlarından sonra serini son iki kitabı da yayınlandı. Bunlar hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?
Beşinci kitabımız Mutant Kavşağı, diğer kitaplardan çok daha hareketli geçer. Yeşilderiler Projesi gibi daha birçok alanda buluşlar yapan Tatolyalı bilim insanları, çevresindeki toplumların dikkatini Tatolya üzerine çekmeye devam eder. Baş düşmanları komşu Gegoryum ülkesinin Aftozya Diyarı’nın savaşçı toplumlarıyla ittifak yapıp, Güney Tatolya’yı ele geçirme planları, akıllıca bir stratejiyle savuşturulduktan sonra bu kitapta Tatolya’yı çok daha büyük bir tehlike beklemektedir.
Okuyucu merakta bırakmak için bu tehlikeyi ve sonuçlarını anlatmayın ama sadece tehlikenin ne olduğu hakkında kısa bir ipucu rica edelim?
Hay hay! Başta da söylediğim gibi Tatolya’yı tehdit eden toplumlar hep batıdan gelmekteydi. Gegoryum ülkesi ve Avdinya’nın istilacı toplumları Batı ve Güney Tatolya’dan saldırmıştı. Mutant Kavşağı kitabında bu kez tehlike Kuzeydoğu Tatolya’dan geldi. Doğu Askorya toprakları çölleşince, kendilerine yeni topraklar bulmak için yola koyulan binlerce tam donanımlı Kasaralar toplumunun hedefindeki ülke, Tatolya’nın doğusunda yer alan Dakya bölgesiydi.
Bu kadar yeterli sanırım. Peki serinin son romanı hakkında da birkaç söz söylerseniz, söyleşiyi sonlandırırız.
Altıncı roman Kızgın Vaha, önceki beş kitaptan çok daha farklı bir tema içeriyor. İşgalci Kasaralarla ilgili çarpıcı bir son yaşayan Tatolya ülkesi, artık rahat bir nefes almıştır. Ülkeyi tarım ve hayvancılıkta ileri düzeye getirmek isteyen bilim insanlarını yeni hedefler beklemektedir. Dünyanın en zengin habitatının bulunduğu Güney Aftozya Dr Bülam ve ekibini yeni maceralara sürükleyecektir.
İlk kitaptan itibaren okuyucunun sevgisini kazanan Dr. Bülam ve Otani kahramanları okuyucuyu kendine bağlamış durumda. Kızgın Vaha ile Khora serisinin tamamlanmış olması hepimizi üzecek. Geçen söyleşimizde bu iki kitaptan sonra geçmişe giderek, bu seride yaşayan mutantların ve insanların atalarıyla buluşacağımızı belirtmiştiniz. Yine de okuyucular adına rica etsem, Dr Bülam ve kahramanlarımızın maceralarına devam etmeyi düşünmez misiniz?
Neden olmasın. Gençliğimde elimden düşürmediğim Michel ZEVACO’nun yazdığı on kitaplık Pardayan serisi benin ulaşmak istediğim hedefim. Buna en yakın olan altı Khora kitabını on romana bağlamak güzel olur sanıyorum. Bu amaca ulaşabilmek için öncelikle Khora’nın, Yüzüklerin Efendisi, Harry Potter gibi geniş okuyucu kitlesine ulaşması gerekiyor.
Bu keyifli sohbet için teşekkür ederiz.
Ben teşekkür ederim.
Comments