Prof. Dr. Sefer Örçen ile yayınevimiz severler "Düşünülmüş" adlı şiir kitabıyla tanıştılar geçtiğimiz yıl sonu. Bizdeki yeni kitabı "Milyar Yılda Devrialem" çıkalı çok olmasa da Sayın Örçen ile yayınevimiz çok kitaplık yollar aldı; yani zihinsel epeyi çalışma yaptık yol aldık. Bu arada yeni "milyarlık" kitabı hakkında da çok geçmeden sorular soralım istedik. Bu değerli bilim ve düşün insanı bizi yine kırmadı ve yetkin yanıtlarıyla başbaşa bıraktı bizi.
Milyar sözcüğü ve kavramı hakkındaki duygu, düşünceleriniz ve neden ilk bir milyar yıl?
Aslında “Milyar Yılda Devrialem” kitabımda; Evrenin oluşumundan Dünyanın oluşumuna ve günümüze kadar geçen süreyi düşünürsek 15 milyar yıllık zamanda olanları şiirlerimle paylaştım. Başlık “Milyarlar Yılda Devrialem” olabilirdi belki, düşündüm ki bir şekilde kulağı tırmalamayacak gibi karar kıldığım başlık oldu. Aynı zamanda Canlılar Aleminin ilk ortaya çıkışıyla başlayan bugüne kadar olan yaklaşık bir milyar zamanda Dünyada olan bitenlerin şiirsel dille anlatımı diyelim.
Milyar yıllık bu dönemin en çok hangi/lerini beğeniyor ve daha çok ilgiye açıklamaya değer buluyorsunuz ve neden?
Özellikle Dünyanın geçirmiş olduğu jeolojik evrim temelinde değişim ve dönüşümlerinde canlıların yaşadığı yok oluşları düşünmek anlamlı geliyor bana. Örneklersem, Dinozorlar dediğimiz karada yaşamış dev sürüngenlerin yaklaşık 235 milyon yıllık yerküredeki yaşam serüveninin 65 Milyon yıla gelindiğinde katastrofik olaylar (meteor yağmurları, volkan faaliyetleri vb. sonucunda yaşamlarının sona ermesi ve sonraki zaman sürecinde kuşlarla evrimsel çizgilerinin devam etmesi oldukça ilginç ve anlamlı geliyor bana. Ayrıca memelilerin ilk ortaya çıkışlarının yaklaşık 300 milyonlu yıllarda olduğu düşünülürse, Dinozorların istilası bir bakıma onların gelişmelerini engelledi ve yaşamlarını çok zor sürdürdüler ve sonunda 65 milyon yıla geldiğimizde Dinozorların yaşam sahnesinden silinmesi Memelilerin gelişerek Dünyada egemen duruma gelmelerini sağladı, insan da bu çok büyük canlı gurubun bir üyesi oldu. Biraz uzattım ama bunları söylemek durumundaydım bir paleontolog olarak.
Haiku'nun biçimsel olarak kendini bu kitapta öne çıkarışını nasıl yorumluyorsunuz? Özelde bu türle ilişkinizin tarihi nasıldır?
Haiku ya da eski Japon şiiri, onun yapısındaki her tümcedeki 5-7-5 heceden oluşan sözcüklerle anlatım bana daha yalın ve anlam bütünlüğünü sağlayan bir şiir formatı olarak geliyor. Haiku ile ilgili yayınlamış olduğum “5-7-5 Tümceler” kitabımda olduğu gibi, bu şiir türü ile doğa, insan ve felsefi kategoride oldukça açıklayıcı ve okuması kolay ancak üzerinde düşünmeyi tetikleyici bir yapıyı ortaya koymak olanaklı geliyor bana.
Kitabınız belki ilk değilse de en yeni Yerkürenin Şiiri olma özelliği taşıyor. Şiir gibi bilimsellikten çok sanatı önceleyen bir türde, loji'leri bol olan Yerküre'nin kozmik maceraları arasında sizi bu bağa zorlayan neydi?
Yerkürenin şiirini yazmak konusun daha önce de vurguladığım üzere yalın ve anlam bütünlüğünü sağlayan şiir temelli bir yazın türü olmasının yanı sıra vurgularıyla anlatım biçiminde ses uyumlarıyla Yerkürede olan bitenleri dile getirme çabası içinde olmak gibi.
"Dünyanın oluşumu ve günümüze kadar geçirmiş olduğu jeolojik zamanlar boyunca yaşadığı başlıca olaylar ve canlılarının evrimi konu alınarak Haiku’larla Yerkürenin şiiri”ni yazdım." Son 3-4 sözcüğe kadar açıklamanız gayet bilimsel ilerlerken birdenbire şiire dönüş gözlemliyorum. Bir metafor olarak çok güçlü bir çaba gerçekten de bu.
Evet, gerçekten metafor vurgunuz çok önemli, bir de kitabın sonundaki birkaç Haiku’da aktardıklarım ve Yerkürenin bütün insanlarına onun küresel değişimlerine ayak uydurarak asla meydan okumadan barış içinde yaşamaları gerekliliğini vurgulamak çok önemli, yoksa onu yaptığımız kötülüklerle daha kolay yok edersek yaşayacağımız başka yuva yok! Ve dedim ki, “Yerkürenin Bütün İnsanları Birleşiniz” bana göre bunu tüm insanlar olarak benimsemeliyiz ve her yerde dile getirmeliyiz.
Şimdilik son olarak yeni projeleriniz, hazırlıklarınız neler?
“Milyar Yılda Devrialem” kitabımla ilgili, mesleki olarak yapılacak ard arda 2-9 Eylül 2024 Elazığ ve Tunceli’deki iki çalıştayda şiir ve müzik bütünlüğünde sunumlarım olacak ve de bu kitabımla ilgili imza günü yapmak istiyorum. Yeni bir kitap projesi olarak “Yürüme” yi felsefi ve onun doğa ile bütünleşen fenomeni olan “İnsan” ı felsefi olarak örtüştüren tabi ki Doğa felsefesini işe katarak “Yürümenin İzinde Yürümek” başlıklı kitabımı hazırlıyorum. Dediğiniz gibi şimdilik burada duralım, diyorum. Bu söyleşi için teşekkürler, çalışmalarınızda kolaylıklar diliyorum.
Çok teşekkürler Hocam.
Halil Gökhan
Comments