Bir zeplinde yaşıyorsanız yerdekilere, özlenenlere, olacaklardan habersizlere ve sizi arayanlara mektup yazmak istemez miydiniz? İşte bu tuhaf soru ve durumlardan "bir zeplinle" yola çıkanlardan mektuplar başlıyor. Bir kitap aslında... Belki yarın.
Yazarlarımızdan gelen mektuplar çok cesaret vericiydi. İlgi sürüyor.
ZEPLİNDEN YERE Mektuplar edebi bir toplama gidecek gibi görünüyor. Bu umudun güzel bir örneğini yazarımız @ozgececan kaleminden sizlere sunuyoruz:
Sevgili Melis;
“Bir ideal uğruna hayatımızı mahvetmiş olabilir miyiz?”* Bunu düşünsene biraz.
Aldığın kararlar seni nereye götürdü? Cevabın hâlâ aynısıysa orada dursun da ya tersi olduğunu hayâl etsene? Mahvetmiş olsan mesela. Hangi yolda durup diğerine geçerdin?
Sıkı sıkıya tuttuğun hayatın Pinokyo’sunun ipleri yerine birinin elini tutsaydın. Hayatın kontrolünden vazgeçip başkasının eline devretseydin ipleri nasıl olurdu? Ellerin kesildi iplerin keskinliğinden. Kâğıt kesiğinden daha çok acıtır biliyorsun. Aynı yerde aynı iz. Elinin ayasında hayat çizgilerinin yanında bir de ip izleri. Kabuk bağlar biteviye. Pansumanı da sen yaptın. Batticon sürmekten avuçlarında kanla gezdin yıllarca. Değdi mi?
Ankara’da kalsaydın. O kot altı ikinci dairenin küflü griliğinden nefes alacağın kot üstü ikinci griliğe taşınsaydın. Bitmeyen çakarlı araç konvoylarıyla kesilen yollarında nemrut soğuklukta kalsaydın mesela. Ya da İstanbul yerine tercihini Mardin’e çevirseydin. Grilikten sarılığa geçseydin. İçini başka türlü bir mistisizm kaplardı belki. İzmir yerine Antalya, Adana yerine Hatay. Seçeneklerin boldu. Yolların değişken taşları sivri, çapanı başka denizlerde başka noktalara atsaydın nasıl olurdu?
Cengiz yerine Saffet ya da bambaşka biri Çetin mesela.
Yol değişince, kişi değişince sen değişecek miydin? İdealin değişecek miydi?
Yine sen, sen olarak kalabilecek miydin? Çok soru soruyorum değil mi? Soru işaretleri kapladı her yeri. Rüyanda peşine düşüp bu soru işaretleri kovalayacak seni. Biliyorum. Ardından gelenin yüzünü görmek isteyeceksin. Nafile.
Başka türlüsü mümkün. Her zaman mümkün. Şu an bile yazmayı/okumayı bıraksan başka bir şey olacak. Sen başka olacak mısın? Attığın adımlarla, aldığın kararlarla hayatını, fikrini, idealini, seni, evreni değiştirebilecek misin? Özgür irade var mı?
Bir alt üst olalım. Bilmiyoruz belki altı iyidir. Belki nin bilinmezliği; kaosu. Memnunuz bu halden ve yarattığımız bu kontrolden. Noktaları ileriye doğru birleştirmek gerekli. Geçmişe doğru birleştirince kontrol yitiriliyor. Karanlık, değiştirilemeyecek alanda ipleri başkasına teslim edip, kör oyuncuyu oynuyoruz o zaman.
Bir ideal uğruna hayatımızı kazandık biz. Se… Kendimle gurur duyuyorum. İleriye doğru birleştirmeye devam. Noktalar bilinmezlikte savrulurken o çizgiyi çizmek için kalem benim elimde!
*Copie conforme adlı Abbas Kiyarüstemi filminde geçen “Hayatlarımızı bir ideal uğruna mahvetmek aptallık olurdu diyaloğundan yola çıkılmıştır.
Comments